“Ay Asası ve Kılıcı ile büyünün ustası ve kaderi şekillendiren kişiyim. Yazgım beni çağırıyor, çağrısına cevap vermeliyim.”
Yüce Elfler, yani kendilerine verdikleri isimle Asurlar, dünyanın en eski medeniyetleri arasındadır. Daha uzun süredir var olduklarını, sadece cangıllarda yaşayan Kertenkeleadamlar iddia edebilir. Ölümlü olsalar da Elfler inanılmaz uzunlukta yaşamlara sahiptir... Hatta, insanların kısa yaşamları kelebeklerinki kadar geçici durur. Dünyanın merkezine yakın bir kale ve cennet ada olan Ulthuan’daki Yüce Elfler soğuk ve küstah olsalar da çoğunlukla Düzen yolunda yol almış, uzun yaşamlarından faydalanarak eşi benzeri olmayan savaşçılar ve büyücüler olmuşlardır.
İlk Anka Kralı Aenarion’un soyundan gelen ikiz kardeşler Tyrion ve Teclis’in kaderinde ulu bireyler olmak vardı, tıpkı tüm Aenarion soyu gibi. Tyrion, savaşçı olarak izzetiyle ünlüdür ve kardeşinin fiziksel hünerlerine denk olamayacak Teclis de pek kudretli bir büyü kullanıcısı oldu. Çoğu kişinin dönemin en güçlü büyücüsü ve gelmiş geçmiş en kudretli büyücülerden biri olarak kabul ettiği Teclis’i düelloda mağlup edebilecek pek az kişi vardır, hatta belki de yoktur... İntikama kafayı takan Kara Elf Cadı Kralı Malekith bile mağlup edemez.
Yüce Elfler'in krallığı olan Ulthuan’ı savunmayı baş görevi kabul eden kardeşinin aksine, Teclis tüm dünyayı umursar ve dünyanın Yıkıcı Güçler’in eline düşmesini engellemeyi kendi görevi olarak görür. İşte bu yüce gönüllülük sayesinde Yüce Elfler İmparatorluk insanları ve Lustria Kertenkeleadamlar'ı gibi bambaşka ırklarla müttefik olmuştur... Bu durum insanları derinlemesine etkilemiştir. Örneğin, Teclis’in bilge nasihatları ve büyü konusunda öğrettikleri olmasa İmparatorluğun ünlü Büyü Kolejleri asla var olmazdı. Hoeth'in İlimustası ve Ak Kule’nin Bekçisi olan Teclis’in ünü öylesine büyüktür ki, ölümünden çok daha sonra bile etkisi dünya boyunca hissedilecektir.