Savaş yabancı olmayan Siraküza, uzun ve kanlı tarihi boyunca hürriyetini amansız biçimde savunmuştur. Bu tarihe bir dizi zalim hükmederek yoldaş Yunanlara, Kartacalılara ve iç tehditlere karşı özerkliğini savunmuştur. MÖ 272 yılında dünya emperyalizmin kokusuyla uyanırken Siraküza'nın başlıca mevkisi de Akdeniz'i tamamen kontrol etmek isteyen bütün güçler için çekici bir ödül hâlini almasını sağlıyordu. Yine de şehir hem zengin hem de güçlü, her daim istilacıları geri püskürttü ve bunu yeniden yapabilir. Artık Siraküza uçurumun kenarında duruyor; hızla genişleyen bir imparatorluğa mı yem olacak yoksa kendi kaderini mi yazacak?
Anibal Kapılarda
Siraküza şehir devleti, antik dünyada kültürün ve bilimin bir merkezi olarak bilinir. Aynı zamanda zengin olan Siraküza, merkezi Akdeniz'deki başlıca mevkisinin oldukça faydasını görmektedir. Tarihine bir dizi zalim hükmederken yoldaş Yunanlara, Kartacalılara ve iç tehditlere karşı özerkliğini savunmuştur. MÖ 218 yılında hem Roma hem de Kartaca Siraküza'yı ilk ve son olarak kendi kontrolleri altında görmek ister. İki süper devlet yeniden savaşa girerken Siraküza uçurumun eşiğinde durmaktadır. Siraküza kendi kaderini mi çizecek yoksa diğer sömürgelikler gibi kendini belirsizliğin kollarına mı bırakacak?
Cumhuriyet'in Yükselişi
Sicilya’nın incisi olan Siraküza, gücünü adanın bereketli topraklarından ve donanmasından alıyor. Bu şehir devletinin hükümdarı büyük Dionysius sadece bir devlet adamı değil ayrıca bir general, bilim insanı ve bir mucit. Kendisi aynı zamanda tüm paralı askerlerin çeşitli durumlarda hizmetlerini kullanarak büyük etkiler yaratan sadık bir dosttur. Bu güçlü ve aydın şehir devletinin hedefleri çok büyüktür ve Sicilya’nın tamamına ve Büyük Grekya’ya hakim olmaktan daha azıyla asla yetinmez. Bunu başarmak için Dionysius, adanın batı kısmını elinde tutan Kartacalıları yenmelidir. Ayrıca bir başka Helen şehir devleti olan Taras’ın boy gösterdiği ve egemenlik için çabaladığı, güney İtalya’da bulunan, İtalyan ve Yunan kabileleriyle de başa çıkmalıdır. Tahmin edebileceğiniz üzere, Romalılar ve Etrüskler de yarayı kaşındırıyorlar ancak henüz yarayı kanatabilecek kadar güçlü değiller.