Roma dünyaya hükmedecek. Kaderi buydu, hep de öyle olacak.
Soyları Herkül'e kadar uzanan Romalılar yaşadıkları şehre hayrandır. Romalılar sertlikten çekinmez: Şehirleri, bir kurt tarafından yetiştirilmiş olan Romulus ve Remus ikizleri tarafından kurulmuştur. Orduları yenilmiş olsa dahi her seferinde tekrar savaşa dönmeyi ve mücadele etmeyi bilmişlerdir.
Şimdiyse, hasımları ve olası düşmanları etraflarını sarmış hâlde. Roma her köşede bir mücadele ile yüzleşiyor. Roma'ya hükmeden kişi dünyaya hâkim olabilir, bu ise ancak fetihlerle mümkündür!
Sezar Galya'da
Bu aşamada kaçınılmaz olmamasına rağmen Galya'daki savaş Jül Sezar'a son derece cazip geliyordu. Roma öncesi Aeduların mağlubiyetinin ardından komşu kabileler vasıtasıyla süren bir huzursuzluk bulunuyordu; Cermenik Süevler Ren Nehri'nin batısına yerleşmişti ve Helvetilere Galya'nın iç kesimlerine göç etmeleri konusunda baskı uyguluyordu. Hem Illyricum hem de Cisalpine'nin prokonsüllüğü gibi bir makamı elinde bulundururken bölgeye müdahale etmesi ülkenin kalanını Roma egemenliğine açacak ve devamında da yurtta Sezar'ın Senato'daki siyasi mevkisini güçlendirecek.
Anibal Kapılarda
İberya'da, Anibal Barca, Kartaca'nın ilk savaşındaki yenilgisinin ardından Roma'dan öç alacağına ant içti. Roma yanlısı Saguntum'u ele geçiren Anibal, İtalya'yı işgal edip Roma'nın gücünü ilk ve son olarak kırmayı planlıyor! İtalyan yarımadasındaki hâkimiyetine karşın Roma'nın genişlemesi süratli olduğu gibi bir o kadar da kırılgan. Kartaca'nın İberya'daki ilerleyişinin gözden geçirilmesi hayati önem taşıyor. Anibal, Roma'ya yaklaştıkça müttefikleri topluyor; Kuzey İtalya'daki Galyalıların ilk fırsatta kontrol altına alınıp boyun eğdirilmeleri gerekiyor. Ancak yetenekli bir general ve tehlikeli bir düşman olan Anibal karşısında Roma'nın temkinli davranması şart. Onu yenmek için, Kartaca devletinin kalbine, büyük şehre saldırı düzenlenmeli!
Bölünmüş İmparatorluk
Aurelian ordu tarafından İmparator olarak tanındığında, krizlerin en kötüsüyle baş etmek zorunda kaldı. Doğu ve batı eyaletlerinin ikisi de, Senato, Roma'da Quintillus'u tahtın talibi olarak desteklediği sırada özerklik ilan etti. Her taraftan saldırıya uğrayan, istikrarsızlık ve ekonomik başarısızlıkla dirlik yüzü görmeyen İmparatorluğu, her zaman olması gerektiği hakim kuvvete dönüştürmek görevi Aurelian’a aitti.
Cumhuriyet'in Yükselişi
Roma Kralı'nın kovulması, Roma Cumhuriyetinin doğuşunu müjdelemişti. Kıtlık ve güçlüklerle mücadele edilen bir zamanda gerçekleşen ve Roma devletini derinden değiştiren bu muhteşem dönüşümün üzerinden yüz yıl geçti. Bu süre boyunca, yeni doğan Cumhuriyetin toprakları, şehir etrafındaki sınırlı alanları kapsayan ve Tiber Nehri boyunca kıyıya ulaşan küçük bir toprak parçası olarak hiç değişmeden mevcudiyetini korudu. Artık zaman değişiyor ve refah bir kez daha Roma topraklarına geri dönüyor. Roma’nın hırsını diğer tüm halkların üzerinde zafer, şöhret ve egemenlik sağlamak dışında başka hiçbir şey bastıramayacak. Yollarında, kuzeyde gelişmiş Etrüskler, kuzeydoğuda barbar Galya güruhları, güneyde Latinler ve dağ kabileleri bulunuyor. Görevleri zorlu ve tehlikeli ancak düşmanlarının görevleri imkânsız ve başarısızlığa mahkûm.