Korduba Emirliği
Yenilikçi bir İslam topluluğu olan Korduba Emirliği, akademik kurumlarıyla övünç duyar ve yeni teknolojileri hızlı bir şekilde keşfeder. Halk, Veziri Azam'a saygı duyar, böylece kamu düzeni iyi bir şekilde sağlanır.
Kordoba Emirliği sağlam duruyor; Emevi hanedanlığı, Abbasi gaspçılarına muhalif bir şekilde ayakta kalmaya devam ediyor.
Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) ölümünün ardından, onun halefi ve ilk halife Ebu Bekir’i reddedenler yüzünden İslam İmparatorluğunda din değiştirme yayılıyor. Ebu Bekir, İmparatorluğun sınırlarını daha bile öteye taşıyacak geniş bir fetih savaşına başlamadan önce, bu isyanlara acımasız ve tez bir şekilde cevap vermişti. Başarıları sebebiyle, ilk dört halife olan Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali için ‘Hulefa-i Raşidin’, yani “doğru yolda olan halifeler” denir. Osman öldürüldüğü zaman, Ali’nin tüm çabalarına rağmen İmparatorluğun düzeni bozulmaya başlar ve ilk İslam iç savaşı, yani I. Fitne gerçekleşir. Bayağı çatışma, hakem olayı ve son olarak da Ali’nin öldürülmesinin ardından, Emevi hanedanı yükselişe geçti, böylelikle de Müslüman toplumunda büyük uzlaşmazlıklar oluştu. Bunun ardından gelen halifeler Raşidin unvanından hoşlanmıyordu ve Fitne döneminin dengesizliğinden büyük zarar aldı. Bir Emevi prensinin oğlu olan Abdurrahman İberya’ya kaçtı, Emevi Halifeliğinin yeniden canlandığını ilan etti ve MS 756 yılında Musarah Muharebesinde Endülüs’ün önceki valisini devirdi.
Yeni Emir, Kurtuba’daki başkentinden doğulu Abbasilere açık bir şekilde meydan okuyor. Onun ulusu, Şam'a hesap vermeyen bağımsız bir ulustu ve Al-Andalus'u İslam'ın haklı varisi olarak birleştirmek istiyordu. Ne kuzeydeki dinden dönmeler ne de güneydeki gaspçılar bu gayelerin en soylusuna karşı zafer elde edebilir!