Vampirler daima yaşayanlar için bir veba olmuştur ve von Carstein bunların başında gelmiştir; onlar ölümün kol gezdiği Sylvania diyarının, Hortlak soylularından oluşan hanedanıdır. Onlar kaçınılmaz olarak, azametli bir Hortlak ordusuyla diyarlarını terk ederler - bu orduda güce aşık Ölü Çağıranlar, Zombi güruhları, çeşitli rütbelerde İskeletler, toprak altında olmayı reddeden Mezar Hortlakları ve korkunç Varghulflar, bir Vampir Lordu'nun karşı konulmaz iradesine doğru çağırabileceği kâbuslardan bazılarıdır.
Vlad, von Carstein soyunu başlatan kişi olabilirdi; lâkin Mannfred'den de onun kadar korkulurdu, çünkü İmparatorluk'u yozlaştırmaya çok yaklaşmış, Hel Fenn'de hızı kesilmiş ve öldürülmüştü. Fakat hayattan uzak olanı öldürmek kolay değildir; Mannfred ve Vlad tekrar ayaklandı. Ölenler, Sylvania'da asla huzur içinde yatamadılar, mezarlarını terk ettiler, her ikisi de bir kez daha insanlığa meydan okumaya hazırlanırken, Geceyarısı Aristokrasisi tarafından Ölümden Döndürüldüler. Her ikisi de kendisinin Ebedi İmparator olduğuna inanıyor, gaspçı Karl Franz bunu büyük bir bedel ödeyerek öğrenecek. Tüm yaşayanlar von Carstein'in Şer Cenabı'na hürmet edecek!
MORTAL TANIMI
Vampir Kontlarının ilki ve en kudretlisi Vlad von Carstein’dı. Bazı kişiler, Vlad’ın 700 yılı aşkın yıl önce Sylvania’da ortaya çıkmasından evvel, Neferata’nın ölümsüzlüğe yükseldiği vakitlerde Lahmia sarayında olduğunu söyler. Diğerleri ise onun Hortlaklığa savrulan fakat kaderin onu mahkum ettiği laneti reddeden, malı mülkü elinden alınmış bir İmparatorluk soylusu olduğuna inanır. Yitip kaybolmaktansa, Vampir Kontlarının ve von Carstein adının dünyanın en ulu insan ulusuna meydan okumasına sebep olacak eylemler gerçekleştirdi.
Vlad, İmparatorluğun karşılaştığı ilk Vampir değildi, fakat Vlad’ın güç kazanmasından önce bu Hortlak yaratıklar tek başlarına avlanan varlıklardı. Belki birkaçı küçük kuvvetler oluşturup uzak diyarlar oluşturmuşlardı, fakat Vlad’ın Sylvania’yı gasp edip Kont unvanını meşru olarak kazanması, yeni bir katliam dönemine işaret ediyordu. O lanetli bölgeye gelişinin ardından iki yüz yıl sonra, gerçek amacını İmparatorluğun geri kalanına belli etti ve İmparator olmak için savaş açtı, zira tahtta meşru bir hakkı olduğuna gerçekten inanıyordu. O zamandan beridir tüm soyu, haklı olsun olmasın, kendilerinin İmparator olması gerektiğine dair büyük bir arzu içinde; sonuçta, sığırları gütmek çiftçinin hakkı değil midir? Vlad’ın bu amacına birkaç kez engel olundu, lakin o her zaman Hortlaklığa dönmenin bir yolunu buldu. Şimdi yeniden dirildi ve ölümlü aptalları fethetme arzusu her zamanki gibi güçlü!